Arka Sıradakiler
arka sırdakiler oyuncularıyla röpörtaj
Bülent emin yararBir çok kişi sizin şan bölümünde oldukça başarılı bir öğrenciyken ille de tiyatro diye tutturup Konservatuvar Tiyatro Bölümü sınavlarına girdiğinizi bilmez. Neden yaptınız bunu?
Şan Bölümü'nde okurken, birçok öğrencinin yaptığı gibi, geçimime katkıda bulunmak amacıyla, müzikli tiyatro oyunlarında görev alıp, ufak tefek rollerle (tabii işin içinde müzik de olduğundan) sahne deneyimimi geliştirmek istedim. Şimdi düşündüğümde operada deneyim kazanmak da benim için iyi olabilirdi. (ki bunu da denedim.)Ama işin gerçeği, bir tiyatro oyunu, her zaman bir operadan daha fazla sergileniyordu. Sanırım en önemlisi, galiba arkadaş faktörü benim tiyatroya geçmeme neden oldu. Oynadığım oyunlarda ("İstanbul Efendisi" , "Kızılderililer" vs.) buluştuğum Musa Uzunlar, Mehmet Ali Kaptanlar gibi arkadaşlarım tiyatro kurdunu içime düşürdüler. Ben de denemeye karar verdim.
Oldukça beğenilen ve aranan bir oyuncusunuz. Geri dönüp de baktığınızda, konservatuarda hangi hocalarınızdan, neler aldınız?
Öncelikle teşekkür ederim. Her hocamın bende katkısı büyüktür. Ama özellikle Müşfik Kenter'in sahne derslerinde söylediği "Önce insan olun" cümlesi beni hep etkilemiştir. Ben de profesyonel hayatımda, oynadığım rollerin yaşayan insanlar olmasına, karakteri daha nasıl gerçek yapabilirim sorununa eğilmeye çalıştım hep.
Meslek yaşamınızda kilometre taşlarım dediğiniz ve sizde gerçekten yeri olan oynadığınız roller, içinde yer aldığınız projeler hangileriydi?
Aslında hemen hemen her oynadığım oyunun bana çok şey kazandırdığının farkındayım. Ama sanırım insan bazılarını daha çok kayırıyor. Sıralamak gerekirse:
"MACBETH" (W. Shakespeare) Yön: Işıl Kasapoğlu, Diyarbakır Devlet Tiyatrosu.
"MİLETOS GÜZELİ" ( Terentius'un "ANDROS GÜZELİ" adlı oyunundan uyarlayıp yazan Coşkun Irmak) Yön: Coşkun Irmak, Diyarbakır Devlet Tiyatrosu.
"GHETTO" ( J. Sobol ) Yön: Murat Karasu, Tiyatro Ti.
"CYRANO DE BERGERAC" (Edmond Rostand) Yön: Işıl Kasapoğlu, İstanbul Devlet Tiyatrosu. (Bu oyunda Cyrano rolünü üstlenmiştim.)
"BALKON" (J.Genet) Yön: Başar Sabuncu, Tiyatro Stüdyosu.
"ERMİŞLER YA DA GÜNAHKARLAR" (A.Horowitz) Yön: Işıl Kasapoğlu, Oyun Atölyesi
"EFRASİYAB'IN HİKAYELERİ" (İhsan Oktay Anar) Yön: Işıl Kasapoğlu, İstanbul Devlet Tiyatrosu.
Sizde fazlasıyla var olduğu söylenen sahne sempatisi diye bir şeyin varlığına inanıyor musunuz?
İnanın, bugüne kadar böyle bir kavram üzerinde hiç durmadım. Sanırım her zaman yapmaya çalıştığım şey, oynadığım karakterin içinde olmak ve onu yaratabilmek. Bu tabii ki her akşam olan bir şey değil. Ben sahnede oynayan herkesin bu çabayı gösterdiğinde, izleyenlerine çok büyük zevk verebileceğini düşünmekteyim. Tüm enerjinle sahnede olmak ve boş bir an bırakmamak.
Rejisöre yaklaşımınız nasıl oluyor? Kendinizi kolayca teslim ediyor musunuz?
Bütün kolektif sanatlarda olduğu gibi karşılıklı olumlu etkileşimler, yapılan işi bir yerlere getiriyor. Deneyimlerimin bana gösterdiği, oyuncunun rejisöre yaklaşımından çok, rejisörün oyuncuya yaklaşımının bir çok şeyi belirliyor olması. Oyuncularıyla, oyunu her şeyiyle konuşan, tartışan, birlikte çözümler arayan, kafasındaki örgüyü anlatabilen, nedenlere yanıtları olan, denemelere ve irdelemelere açık, oyuncunun kendisini tekrarlamasına fırsat vermeyen bir rejisörle çalışmak, sanırım oyunculuk mesleğini kafasına takmış bir çok oyuncuya yeni ufuklar açar ve kendisini geliştirmesine neden olur.
Tiyatro rejisörlerin midir, oyuncuların mı?
Gerçek bir tiyatro insanı olan Işıl Kasapoğlu'nun söylediği bir cümle özellikle etkilemiştir beni: "Rejisör oyuncuya eşlik edendir; oyuncu olmazsa tiyatro olmaz." Bence eşlik edilmeyen bir oyuncu, yalnız ve çaresiz hisseder kendini. Dolayısıyla yönetmen olmadan tiyatro olmaz. Tiyatro oyunu prova aşamasındayken rejisörün ve oyuncunun, sahnelenmeye başlandığında ise sadece oyuncunundur. Oyunun ilk gündeki sıcaklıkta oynanması ise, oyuncunun işine ne kadar sahip ve disiplinli olduğuna bağlıdır.
Nasıl bir tiyatro arzuluyorsunuz?
Bu soru John Lennon'un "IMAGINE" adlı şarkısını anımsattı bana. Tamam bu kadar hayalperest olmayalım. Ülkemiz açısından tiyatro sanatının yeni olduğunu unutmayalım. Bu sanatı sınırlarımız içinde ne kadar yaygınlaştırabildik? Belli başlı büyük şehirlerimizde kurduğumuz ödenekli tiyatroların yaygınlaşmada önemli roller üstlendiği bir gerçek. Ama ülke genelinde yeterli mi? Sanırım sorunumuz tiyatro metni ile başlıyor. Klasik anlamda, bir metin vardır ve metin provalarla birlikte çalışılır, sahnelenir. Günümüzde tiyatro metni yazan, bu konuya gerçekten eğilen çok az yazar var. Belki de kafamızı yoran, "Biz kimiz", "Bu dünyadaki konumumuz nedir" gibi soruların cevaplarını araştırmak açısından, tiyatro metinlerinin bize birçok katkısı olacaktır. İnsanoğlunun değişik koşullarda, belli sorunlara verebileceği yanıtlar bazen birbirine benzese de, bazen de çok şaşırtıcı farklılıklar gösterebiliyor. Tiyatro yazarının yetişmesi, küstürülmemesi Türk Tiyatrosunun gelişimine büyük katkıda bulunacaktır. Tabii ki dünya klasiklerini, modern tiyatro metinlerini oynarken, bir yandan da kendi metinlerimizi sahneye taşımak bizleri geliştirecek. Sanırım oyunculukta, hayatta da olduğu gibi, gelişimin, öğrenmenin hiç sonu olmadığını unutmamak gerekiyor. Dünyada tiyatro alanında yapılan ilerlemeleri kaçırmadan izleyen yönetmenler, dekor, kostüm, ışık, müzik alanından, sahne teknisyenine kadar bütün çalışanlar, bu gelişmenin halkaları. Bütün bunlar, çalışma arzusu, istek, disiplin ve sevgiyle bir tiyatro binasında buluşursa, geriye sadece oyunu seyretmeye gelecek seyircileri beklemek kalıyor.
"ERMİŞLER YA DA GÜNAHKARLAR"dan söz etmek ister misiniz?
"ERMİŞLER YA DA GÜNAHKARLAR" tekstini okumak fırsatını,yorgun düştüğüm bir günün ardından yaptığım yolculuk sırasında yakalayabildim. Buna karşın, "Hele bir başlangıcını okuyayım, ertesi gün de devam ederim" diyebileceğim bir oyun olmadığını hemen başında kavradım. Bu etkileyici oyun, gerçekten sürükleyici ve sürprizlerle doluydu. Ardından yönetmen Işıl Kasapoğlu ile yoğun bir prova dönemi yaşadık. Bu oyunla hayatımda tattığım ilklerin yoğun olduğu bir döneme girdim. Her şeyden önce, ülkemizde daha önce bu türde bir oyun sahnelenmemişti. Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay'ın kurdukları "Oyun Atölyesi" , kendi salonlarında, ilk kez bu oyunla perde açacaktı. Beni bir tiyatro insanı olarak asıl etkileyen, Moda'da, sadece kendi olanaklarıyla, hiçbir kurum ya da kişiden, maddi ya da manevi yardım almaksızın açılan bu tiyatro binasının, seyircinin gelmemesinden yakınılan, tiyatronun gerekliliğinin yitirildiğine inanılan bir dönemde, her şeye karşın "Perde" demesi olmuştur. Yine aynı şekilde bir çok tiyatro insanının, siyasetçinin ve bu ülkenin aydınlarının, daha da önemlisi Kocamustafapaşa halkının heyecanlanacaklarını umduğum, çok eskilerde kurulmuş olan "Çevre Tiyatrosu", bu kez değerli yönetmen Işıl Kasapoğlu'nun inanılmaz çabasıyla yeniden "Semaver Kumpanya" adı altında "Perde" demeye hazırlanıyor. Galiba bu insanlar birer ermiş! Günahkarlar ise kendilerini zaten biliyorlar.
Eskişehir A.Ü. Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nde ve İstanbul M.S.Ü. Devlet Konservatuarı'nda ve Akademi İstanbul'da eğitmenlik yapıyorsunuz. Aldığınız eğitimle, verdiğiniz eğitim arasındaki fark var mı?
Doğrusu eğitmenlik benim için birdenbire gelişen bir durum oldu. Bu konuya kendimi tam anlamıyla yeterli hissedip adım attığım bir alan değildi. Her şeyden önce, öğrenciyle kurduğum diyalogun samimiyeti önemli benim için. Çünkü samimi olmadan insan kendine ulaşamıyor. Kendine ulaşılmadığında ise sahnede insan olunamıyor. Toplumsal yapımız açısından, baskı altında tutulmuş, duygularını ifade edemeyen, iletişim kuramayan, karşısındakini dinlemeyen, sinik kişiler, kendisinin ya da başkasının sorunlarıyla yüzleşemiyor. Biliyorum, bu örnekler gerçekten uç örnekler. Ama bunlardan bir ya da birkaçına sahip oyuncu adaylarının, bu özelliklerinden sıyrılması dört yıllık bir eğitimde zaman alabiliyor. Önemli olan, bunlardan işin başında arınabilmek. Kolay değil biliyorum, ama Müşfik Kenter'in "Önce insan olun" cümlesi kulaklarımdan silinmiyor.
Hepimizin bildiği gibi 1980 sonrası yaşamımızda önemli değişiklikler gerçekleştirildi. Zor dönemlerden sonra gelen dinginlik duygusunu bozmak istemediğimizden belki, değişimlere karşı koyamadık. Sonuç olarak, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduk. Bir tiyatro bölümü öğrencisi ne yapmalıdır? Tiyatro sanatı bir çok sanatın ve bilimin bileşkesi aslında. Yani edebiyat, müzik, resim, dans, psikoloji, sosyoloji, felsefe, tarih, öncelikle üzerinde bilgi sahibi olunması gereken unsurlar. Bunun çözümü ise okumak, okuduğunu anlamlandırabilmek, tiyatro, film, bale, modern dans, opera, müzik, sergi etkinliklerini izlemek, fırsat varsa ülke dışında da bunu sürdürmek. Okuldaki eğitim bir yere kadar bize eşlik eder. Bu eğitimin devamını sağlamak, yaşamımız süresince bizim elimizde. Ne kadar istiyoruz? Sınırlarımızı ne kadar zorluyoruz?
Yakında herhangi bir sinema, televizyon, tiyatro projesinin içinde yer alacak mısınız?
2002-2003 sezonunda, geçen sezon da oynanan, "Efrasiyab'ın Hikayeleri" (İstanbul D.T.) "Ermişler ya da Günahkarlar" (Oyun Atölyesi) devam edecek. Şu sıralar Derviş Zaim'in yöneteceği "Çamur" adlı filmin hazırlıkları içindeyim.
Fırat cöloglu
Oyunculuğa Nasıl Başladın?
--BASAD da eğitim gördüm Emre Kınayla çalıştım.Daha Sonra Sırlar Dünyasında ünlendim STV de oranın bana büyük hizmeti vardır..
-Kaç Kardeşsiniz?
--Benle beraber 2..
-Hangi Takımı Tutuyorsun?
--Galatasaraylıyım..
-Lisedeyken Arka Sıradakilerdeki Gibi Miydin?
--Yok Ben Lisedeyken Çok Masumdum ve Çapkındım(Gülüşmeler)..Ciddi Bir İlişkim Oldu O Da Lisede 1,5 Ay Sürmüştü..
-Boş Vakitlerinde Neler Yaparsın?
--Yanlış Algılanmasın Fakat Camiiye Giderim ..Vakit Buldukçada 5 Vakit Namazımı Aksatmamaya Çalışırım..Ve Klasikleşmiş Olucak Ama Kitap Okurum.(Gülüşmeler..)
-Sormak Biraz Ayıp Olucak Ama Hangi Parti Sana Daha Yakın?
--Bunu İlk Kez Burada Söyleyeceğim..Ben AKP liyim..Bana Daha Çok Başbakanın Tavrı İyi Geliyor..Hele O Davos Olayından Sonra Tamam İşte Bu Benim Adamım Dedim..(Gülüşmeler)
-Sevgilin Var Mı?
--Şuan Yok Ama Neden Olmasın..Bana Göre Önce İş,Sonra Aşk..
-Hangi Markaları Giyinirsin?
--Levi's Hep Tercihimdir..
-Hangi Parfümü Kullanırsın?
--Rochas , 8 Yıldır Bu Parfümü Kullanıyorum..
-Sokaktaki Kızlardan Sana Yoğun İlgi Var Bunu Nasıl Buluyorsun?
--Ben Açıkçası Bunu Hiç Beklemiyordum..Çok Şaşırıyorum..Ama Onlarıda Gerçekten Çok Seviyorum..
-Nerelerde Takılmayı Seversin?
--Bakırköyde Oturuyorum..Florya,Yeşilköy,Beşiktaş,Taksim Buralarda Beni Görebilirsiniz..Ama Bunlardan Önce Ailemle Vakit Geçirmeyi ve Evde Odama Çkilmeyi Daha Çok Seviyorum..
-Oyunculuk Hayatında Sana En Çok Kim Yardım Etmiştir?
--Stvdeki Reha Yeprem Abimin Bende Büyük Emeği Vardır Ne Yapsam Onun Hakkını Ödeyemem..Ben Buradaysam Onun Sayesindedir..
-Paşhan Yılmazenle Kuzen Olduğunuz Doğru Mu?
--Evet,Doğru..
-Son Olarak Hayranlarına Ne Söylemek İstersin?
--Benim İçin Dualarını Esirgemesinler..Bilsinlerki Dualarla Biz Buradayız..Hepsini Sonsuz Teşekkürler..
27-06-2009
Engin yavaş
Biraz Kendinizden bahseder misiniz?
24 mayıs 1987 yılında İstanbul’da doğdum.Yaşıma göre bu sektörde baya tecrübelerim oldu aslında ilkokulu ortaokulu kalamışta,Nurettin Teksan’da okudum liseyi ise Şeyh Şamil lisesinde bitirdim.Şu anda açık öğretimde dört senelik maliye bölümünde okuyorum.Üçüncü sınıfı bu sene bitirdim dizinin dışında babamın sahibi olduğu balık lokantasında babamla beraber çalışıyorum çünkü çekimlerimiz haftada iki gün,üç gün sürüyor benimde boşluğum oldukça..
Ben kendimden bahsettiğim konuyu birazda rızanın halktan aldığı tepkiye ve gerçek hayattaki yaşantımla rızanın farkını anlatan bölüme ayırmak istiyorum …
Oyunculuk deneyiminiz nasıl başladı ?
Ben beş yaşındayken ‘’Dayım’’ tiyatrocuydu beni tip farklılığından dolayı ajansa yazdırdı yedi yaşındayken ilk tecrübem ‘’TGRT’’ de 2000’in çocukları adlı 26 bölümlük çocuk programı sunuculuğu oldu daha sonra 2001 yılına kadar çeşitli reklamlarda oynadım ‘’Exper’’ bilgisayardan ‘’Coca Cola’’ya gazete reklamından ‘’Ariel’’ reklamına kadar yaklaşık sekiz reklam filminde rol aldım bu işin meslek olmayacağını düşünerek bırakmaya karar verdim ki zaten küçüklüğümden beri hobi olarak yapıyordum çünkü çok sevdiğim bir is ama malum hayat şartları bu iste elverişli olmuyor ben bırakmak istemesemde o beni bırakmadı 1 sene ara verip 2002 yılında Show Tv’de Kerem Alışık,Deniz Akkaya başrolündeki ‘’Şarkılar Seni Söyler’’ isimli dizide 10 bölüm kadrolu oynadım pek öne çıkan bir karakter değildi fakat bu dizide yayından kalktı bende tekrardan iki sene ara vermiş bulundum 2004 yılında ‘’Stv’’ de 5.boyut sırlar dünyası gibi dizilerde ön plandaki karakterlerle tekrar sektöre atıldım hala hobi olarak görüyordum,bu iş 2006 yılına kadar sürdü.2006 yılında bir senelik bir ara verdim 2007 yılı benim için çok uğurlu başladı Ocak ayında Ali Şen’in ‘’Alpet’’ reklamında öne çıkan bir karakteri canlandırdım daha sonra ‘’18’ler Takımı’’ isimli sinema filmi çekildi ve beş başrolden biriydim.Onun arkasından Show Tv de ‘’Son Tercih’’ isimli diziye kadrolu olarak girdim.Yedi bölüm yayınlanıp dizi yayından kalktı bu sırada Acemi Cadı,Hayat Bilgisi isimli dizilerde ikişer bölüm rol aldım bunlar ve Son Tercih dizisi bittikten bir ay sonra ‘’Arka Sıradakilerin’’ teklifi geldi görüşmeye gittiğimde ne konuyu,ne oyuncuları,ne kanalı merak edip sordum tek sormuş olduğum şey yapımcının kim olduğu sorusuydu cevap olarak ‘’Birol Güven’’ yapımcı,’’Hamdi Alkan’’ yönetiminde olduğunu öğrenince çok sevinmiştim.Bu projenin başarılı olacağına adım kadar emindim ve hayatımda bu kadar çok olmasını istediğim ilk projeydi ve ‘’Evet’’ yanıtı geldi seçilmiştim.Şimdi 40 bölümlük bir tecrübem var ve kadrodan çok memnunum işimi halen severek yapıyorum hobinmi mesleğinmi sorusuna hala hobim diyorum.Bana meslek olarak neden kabul etmiyorsun,nankörsün dediklerinde önemli olan işi severek yapmak,sevmek eninde sonunda.Ben bunu hobi olarak nitelendiriyorum.Bu işi 60 yaşına kadar yapacağım ama o zamanda hobi diyeceğim.Belki de bir gün meslek olarak kabul edeceğim bunu zamanın şartları belirleyecek…
Birlikte aynı projede yer almak istediğiniz kişiler var mı?
Kesinlikle ‘’Cem Yılmaz’’ ile bir reklam filmi…
Rıza karakteri halktan nasıl bir tepki alıyor ?
Rıza karakteri halktan aslında çok iyi tepki alıyor çünkü ‘’Rıza’’ karakterinin gerçek hayatta karşılığı çok. Çoğu kişi bizim dizimizi izlediği zaman kendine illaki bir pay biçiyor.Anneler çocuklarını daha iyi eğitiyor.Kemal hocayı örnek alıyor rıza gibiler kötülüklerinden arındırıp kendini rızaya özendiriyorlar ibo’lar sibel gibi kız arkadaşlarını fahişeliklerinden ötürü yani bu sebeple terk etmiyorlar ön yargılı davranmıyorlar.Yadigarlar derslerine özen gösteriyorlar ki yadigar gibi çıraklık yapıp hayatın sillesini yemesinler okuyup adam olsunlar diye bunun gibi birçok karaktere halk özeniyor .Bu yüzden rıza karakteri de iyi bir tepki alıyor ki ben, benim karakterimin karşılığının çok olduğuna yani halktan bayağı kişinin bu karaktere uyduğunu düşünüyorum.Bu yüzden elimden gelen en iyi imkanla bu karakteri canlandırmaya çalışıyorum.Kendimizden çok şey katıyoruz bu diziye.İlk sezon harcadığımız emek cidden çok çok fazla umarız ben dahil tüm ekip arkadaşlarım halkın istediğini yansıtabilmişizdir…
Dizideki rolünüz ile benzer yanlarınız var mı ?
Oldukça çok mesela öğle yemeklerinde lisede sahte kimlik yapıp okuldan çıkardım dizide’de sahte karne yapıyorum.Dizide film kopyalıyorum korsan cd işiyle uğrasan kendi geçimi sağlayan babasından para almayan sürekli ticaretle ve ticaret içinde büyümüş bir karakteri canlandırıyorum.Gerçek hayatımda da korsan cd yapmıyorum ama bilgisayarın basından hiç kalkmam.Herşeyinden anlarım mekanik olsun yazılım olsun bunun dışında ticaretin içinde büyüdüm orta okuldayken biriktirdiğim parayla cep telefonu almıştım ve o aldığım cep telefonuyla cep telefonu mağazasında ki telefon sayısı kadar telefonum vardı.Alıp satıp kar elde ediyordum bir emekli maaşı kadar para kazanıyordum ki o yaştaki bir çocuk için çok iyi paraydı.Bunu lise bitene kadar yaptım dolayısıyla kendi geçimimi sağlıyordum.Benim yaşımda kimsede olmayan şeylere sahip olduğumu,her istediğimi aldığımı diyebilirim.Fakat şu fark var ki dizideki rıza geçim derdinden dolayı ticaretle uğraşıyordu ben ailemin durumu iyi olmasına rağmen ticaretsiz bir hayat düşünemediğim için bu işi hobi olarak yaptım çokta memnunum hala buna devam ediyorum denilebilir…
Hobileriniz nelerdir,boş vakitlerinizi nasıl değerlendirirsiniz?
Açıkçası hobim spor arabalar ve bunlarla hız yapmak.Fakat kesinlikle kuralsız değil sadece belli başlı izin verilmiş alanlarda ve pistlerde.Adrenalini çok severim bunun dışında boş vaktim olduğunu söyleyemem sürekli bir iş bir uğraş peşindeyimdir.Çekime giderim, çekimden çıkıp kendi isime gelirim.Kendi işim bittikten sonra üniversite,vizelerime, finallerime çalışırım.Onun dışında da boş vaktim olursa onu arkadaşlarımla geçiririm arkadaşlarımla olmayı çok severim yalnızlığı sevmem …
Arka Sıradakiler’in yeni sezonunda bizleri neler bekliyor ?
Açıkçası biz senaryo gereği ne yapmamız gerekiyorsa onu yapıyoruz.Kendimizden kattıklarımızla konunun dışına çıkamıyoruz ama illaki işin içinde olduğumuz için belirli duyumlar alıyoruz çok emin olmadığım için ipucu dahi veremeyeceğim ama bizim dizimizde ilk sezon fakirle fakir çatışması işlendi (Saffet’in çetesi,Oktay’ın çetesi karşılıklı) 2.sezon bunu zengin fakir çatışmasına taşımayı düşünüyoruz ve anlattıklarına göre ilk sezon fasa fiso yani 2.sezon öyle böyle değilmiş..
Bizlerde merakla bekliyoruz bir çok diziyi de sollayacağımızı düşünüyorum…
Yakında sizleri sitemiz aracılığı ile hayranlarınızla buluşturacağız bu konuda ki düşünceleriniz neler ?
Merak etmesinler onlar ne kadar heyecanlılarsa bizde o kadar heyecanlı olacağız,onlar ne kadar sevineceklerse biz de o kadar sevineceğiz…
Ve son olarak hayranlarınıza söylemek istediğiniz şeyler var mı?
Onlar bizim için çok değerliler bu kadar emek onlar için harcanıyor.Umarız bizde karşılığını verebiliyoruzdur onları çok seviyoruz.Önemsiyoruz onların bize söylediklerini,yazdıklarını, çizdiklerini,düşündüklerini ve bir çok şeyi biz duyuyoruz görüyoruz biliyoruz merak etmesinler herkesin içi rahat olsun hepinizi çok seviyoruz hoşçakalın…
Sevda dalğıc
Biraz Kendinizden bahseder misiniz?
23.02.1984 İstanbul?da doğdum.Orta okul ve lise hayatımda okulun basketbol takımındaydım o yıllarda basketbol her şeyimdi denilebilir.Üniversite açık öğretimdeyim 3 sene ??SADRİ ALIŞIK?? tiyatro okulunda tiyatro eğitimi aldım.
Oyunculuk deneyiminiz nasıl başladı ?
??SADRİ ALIŞIK?? tiyatro okulundan eğitim aldıktan sonra ??SADRİ ALIŞIK?? sahnesinde oyunlarımız başladı.İlk oyunlarımız festival oyunları sonrasında profesyonel oyunlar derken tiyatrodan dizi oyunculuğuna geçtim.
Birlikte aynı projede yer almak istediğiniz kişiler var mı?
Türk sinemasının hayranıyım herkes gibi onlarla büyüdüm ve duayen oyuncularla aynı projede olmak onlarla biraz daha yoğrulmak bilgilenmek isterim.
Mesela : Türkan Şoray.Çolpan İlhan.Haluk Bilginer.
??Özge?? karakteri halktan nasıl bir tepki alıyor ?
Özge asi haksızlığa gelemeyen hayatın şartlarından dolayı korumacı yönü ağar basan kendi düşündüklerinin ve sözlerinin arkasında durduğu için çok benimsendi.Çünkü bu devirde artık kızlar hayata karşı daha sert ve korumacı bir tutumda.
Dizide ki rolünüz ile benzer yanlarınız var mı ?
Evet var haksızlığa kesinlikle gelemem …
Bir şey varsa vardır yoksa da kimse bana var dedirtemez yani biraz da inatçıyımdır bildiğim konusunda.
Hobileriniz nelerdir,boş vakitlerinizi nasıl değerlendirirsiniz?
Spor spor spor tek vazgeçilmezim ama set?ten dolayı biraz ara verdim. Doğa?ya aşığım ormanda ata binmek çok huzur verir,hem adrenalin tutkunuyum motosiklet kullanıyorum hem adrenalin hem de huzur ikisi?de çok zıt birbirine fakat hiç birinden vazgeçemiyorum..
Arka Sıradakiler?in yeni sezonunda bizleri neler bekliyor ?
Sürprizler bizi bekliyor

Yakında sizleri sitemiz aracılığı ile hayranlarınızla buluşturacağız bu konuda ki düşünceleriniz neler ?
Tek kelime ile harika

Ve son olarak hayranlarınıza söylemek istediğiniz şeyler var mı ?
Biz bu dizi de hayatın gerçeklerini yansıtıyoruz.Oktay,Özge,Rıza ve diğer bütün karakterler gerçek ve biz hatalarda yapıyoruz ve cezasını ağar bir şekilde çekiyoruz sadece örnek olsun bizim yaptığımız hatalara özenilmesin tek gerçek ve doğru oradaki dostluk arkadaşlıktır.
Bülent cetinaslan
Bülent nasıl bir çocukluk geçirdi
bülent çok güzel bir çocukluk geçirdi.Ama tabi çocuklugunda oyuncu olacagını bilmiyordu.Kendini birdenbire İstanbulda buldu.Ben ankaralıyım Bütün ögrenimim ankarada geçti.orta okul ve lise yıllarında profesyonel voleybol oynadım Yaşım ilerleyince 2002 yılında modellik yapmak için İstanbul'a geldim.Beni mankenlik yapmaya teşvik eden bir arkadaşımdı aslında.Ama demekki oyunculuk aklımın bir köşesinde varmış.Birkaç röportajda bana neden oyunculugu seçtiğim sorulmuştu.İnsan zaten çocuklugundan itibaren herşeyle oynamaya başlıyor.Düşündüğümüz zaman bir oyuncak araban,topun oluyor ve çevrendeki insanlarla oynamaya başlıyorsun.Bunlar neredeyse bir skeç. (nasılda güzel anlatmış )
Oyunculuga nasıl başladın:
İçimde biryerde kalmış oyunculuk.Ben siyah-beyaz televizyonla büyüdüm.Haftada bir sinema günleri, kovboy filmleri oluyordu.Biryerden yerleşmiş aklıma Okul çağlarında iyice bilinçlendim vesonra ne yapacagıma karar verdim.Örneğin ortaokul dönemlerinde karikatür cizer ve onları oynatırdım.İstanbul'a geldiğimde UğurkanErez'in ajansına girdim.Mankenlik yaparken de birçok feklam filminde oynadım.Yurtdışında yayınlanan oldu.Bu işi yapmak istediğimi anlıyınca 4-5 yıl önce en iyi ders alabileceğim hocaları araştırdım.Ustan isimlerden tiyatro ve sinema televizyon oyunculugu eğitimi aldım.
Tiyatroda yer aldınmı?
Hayır, ama tiyatro yapmak istiyorum.Bir müzikal projem var 5 kişiyle oynanacak bir oyun.Seyircinin sıkılmaması için senaryoda bazı şeylerin altınıçizmek gerekiyor; oyüzden çok zamana ihtiyaç var. çok ileriye dönük yaşamıyorum ama bir yıl sonrasına kendimi hazırlıyorum.
Sence bir oyuncuda olması gereken temel özellik nedir?
bence bir oyuncunun matematik zekası olmalı.Dizi ve sinema oyuncusunun yer aldıgı ekipte onun başarısıda çok önemli bir rol oynar.Sahnelerin öncesini ve sonrasını hesaplayamaz,rolünü iyi anlayamazsan zaten o ekrana yansımaz! Biz sette ışıkçısından, yönetmenine kadar herkesle arkadaş gibiyiz.
"olmazsa olmazların nelerdir?
Ben çok düzenli yaşarım bana saygısızlık eden insana saygısızlık etmem.Cevapta vermem anlamasını isterim,Bunun temeli bilgelik değil sadece ifade ve anlamalıdır.Karsındaki adam ne kadar sinirli olursa olsun biraz beklemek gerekir . Çok önyargılı değilim . Eğer hala sinirliyse bu kez konuşmam. Bir tarafın altttan alması gerekir . Ayrıca kahveden ve müzikten asla vazgeçemem.Sabah kalktıgımda ilk yaptıgım şey müzik dinlemektir.
Peki sesin güzelmi.
evet sesim çok güzeldir. Müzikal haricinde yakında yapacagım birşey daha var ama ipicu vermeyeceğim.Göreceksiniz zatenBu bir dizi müziği veya albümde değil.
Arka sıradakiler girişin nasıl oldu?
Beni görüşmeye çaırdılar orada Hamdi Alkan'la tanıştım.Bana yarın başlıyoruz dediğinde ne oldugunu anlayamadımBu sırada düşündüğüm bir kaçtane sinema projesi vardı.2gün beklemek istedim Ama dizi setindeki enerjinin çok yüksek oldugunu gördüğümde kabul ettim.
Rolünü yadırgadınmı hiç?
Hayır. Yapacagım şeye inanıyorsam, yaparım.Ben yıllardır rüyamda bir lise koridoru görüyordum.Sete gittiğimde rüyamda gördüğüm sahneler gözümün önüne geldi.
ve gördüğüm rüya ozaman anlam kazandı.
Dizi teklifi geldiğinde kaçırmamak içinmi kabul ettin.
Hayır. ben kadroyu bile bilmiyordum.Oraya gittiğimde sadece Sinem Öztürk'ü tanıyordum.Ama orada enerji çok yüksekti.Direkt odaya girdim Hamdi Alkan'la konuştum.Kabul ettikten sonra Hamdi Hoca bana " okulda bir çeten var ve sen bu çetenin reisisin" deyince ben de bu adamın nasıl davranabileceğini kafamda çizmeye başladım.
Canlandırdıgın karakter Okta'la ortak yönlerinvarmı?
Hamdi hoca bana hikayeyi anlatırken ben duygulanır, aglarım ve sonra kalkar giderim.Keşke beni set arkadaşlarıma sorabilseniz 5 dakika bile yerimde durmam.Hayatımın heryerinde müzik vardır.Buyüzden bir enerji gelir.Geceninikisinde bile sette beni ans ederken görebilirsiniz.Oktay ise ağır,duygularını belli etmeyen bir karakterdir.
Müzik hayatının bir parçası, peki bir tercih hakkın olsa müziği mi oyunculugumu seçersin?
tabiki oyunculugu seçerim Çünkü oyuncu oldugum zaman her karaktere girebiliyorum.Biz müzisyenide canlandırabilirim.Örneğin bir müzikalden bahsettin orada müzisyenim.Ama albüm çıkarma gibi bir düşüncem yok.Oyunculuk bana göre bambaşka birşey.
Kendini zaman zaman eleştirirmisin?
Ben hiç bir zaman kendimi beğenmem.Oyunculukta herzaman keşke şunu söyle oynasaydım diye bir düüncem vardır.Yani bir tatminsizlik söz konusu.Ben zaten her oyuncuguyu beğenmem.
Peki oyunculugunu sahte buldugun oyuncular kimler?
Tabiki var ama isim olarak aklıma gelmiyor.Herkes kendine göre şeyler yapıyor.Fakat en doğalını yapan başarılı oluyor.
Peki başarılı olan kim?
Herkesi her rolde beğenmiyorum.Örnek;Bir oyuncu garsonu çok iyi canlandırıyor.ama bir öğretmen rolüne girdiğinde başarılı olamayabiliyor.Buyüzdende dogru proje ve doru zamanlama çok önemli.Robert de Niro bir filmde yer aldıgında , o filmi robert de niro oldugu için seyrediyoruz.Bir çırakta ancak 20 yıl sonra usta olabiliyor.Yani u bir süreç.Bende on yıl sonra ne olacagımı bilemem.
Sencebirlise öğrencisi rolü için büyük değilmisin?
Değilim zaten bu karakter 6-7 yıl okula araverip tekrar başlamış.Mekan ve kıyafet her oyuncuyu kurtardığı gibi benide kurtarıyor.
İlk teklif geldiğinde "ben bu karaktere göre büyüğüm"diye düşündünmü
hayır düşünmedim Çünkü bunu yapabileceğimi biliyordum.Örneğin 10 kilo alsam daha büyük görünürüm.Bu benimle alakalı bir durum.Fit kalmam için yediklerime dikkat etmem gerekiyor.İnsan inandıgı sürece herşeyi başarır.
Ben artık oyuncuyum diyebiliyormusun.
Bunu zaman gsterecek ama suanda diyemem.Belkide iki sene sonra bu meslegi yapmayacagım . Onu bilemem.
İnsanlar sevdikleri meslekte ilerlemek ister sende böyle bir tutku yomu?
Oyunculugu seviyorum.Ama insan hayatta herşeydenvazgeçebilir.
Oyuncu olmaya karar vermek için geciktinmi yoksa bizmi seni geç keşfettik?
Hayatta herşeyin bir planlaması vardır.Banada bu zaman denk geldi.Ondanöncede bir reklam filminde rol almıstım.Eksik birtaş vardı ve yerine oturdu Daha çok ilerleyip ilerlemeyeceğimi zaman gösterecek.
Zor bir insan oldugun söyleniyor soguk birimisin?
zor bir insan değilim ama daha yeni tanıstıgım bir insanla tanımadan samimi olmam.İlk önce gözlemler sonra samimi .Bende sınıf ayrımı yoktur.Karsımdaki insanın çok iyi bir kariyerinin olması gerekmez Benim için önemli olan saygı ve sevgidir.Evet ilk olarak soguk görünüyorum.Ama yeni tanıstıgım bir insanında boynuna atlayacak değilim!
Aşk hayatından bahsedelim.
Aşkçok güzel birşey ama ben aşka inanmıyorum.
Hiç sevdinmi?
Ben çok sevdim Sevdiğimide kimseye değişmem deli gibi seviyorsam hem hayatımda tek olan o olur, hemd eonu kimseyle paylaşmam.
Hayalindeki kişi sence nasıl olmalı.
Doğallık benim içinçok önemli.Duru saf, uzun ve zayıf olmalı.Eller ve ayaklar benim için çok önemlidir.
Sevgilimle oturup konuştugumda beyin fırtınası yaşayıp, bilgi paylaşımı içinde olmalıyız.Herzaman beni şaşırtmalı.Bu şekilde olmadıgında ilişkiler yürümüyor.Örnek ben günlük hayatta eşofmanlarla sokaga çıkıyor.Mümkün oldugu kadar sade giyinmeye özen gösteriyorum.Sade olmak daha çok hoşuma gidiyor.Önemli biryere gitmediğim sürece şık giyinmem zaten çuval giysem bile yakışıyor.!
Ozaman kendini beğeniyorsun.
Çok yakışılı değilim Normal bir erkeğim bende.
Evlenmeyi düşünüyormusun.
evlenmeyi çok istiyorum iyi bir baba olacagıma eminim Buna inanıyorum. Çünkü inanmak benim için herşey.
Temmuz KARİKUTAL
Arka Sıradakiler adlı dizide Yadigar karakterini canlandıran genç oyuncu Temmuz Karikutal, bize oyunculuğa nasıl başladığını, oynadığı diziyi ve canlandırdığı karakteri anlattı…
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
- Tabii ki. 21 yaşındayım, Aydın doğumluyum. 2001′den bu yana yaklaşık 6 yıldır oyunculuk ile ilgileniyorum. Büyük çekmece Belediye Tiyatroları’nda oynadım ve İsviçre’de 1 yıl sahne ve oyunculuk eğitimi aldım. Kamera arkasında kendimi denemek istedim ve 2 yıl kadar Kanal D’de çalıştım. Ama oyunculuk kadar heyecan ve keyif vermedi bana. Bu yüzden ayrıldım ve oyunculuk ile uğraşmaya devam ettim. Eğer ileride kamera arkası düşünecek olursam, bu yönetmenlik denemesi olur. Babam gazeteci ve yazdığı birçok öykü var. Bunlardan birkaçını da senaryolaştırdı. O senaryolardan çok etkileniyorum. Onlardan birini yönetmek istiyorum. Ama yönetmenliğini yaparsam, yönettiğim filmde rol almam. Sadece yönetmenliğini yaparım.
Oyunculuğa nasıl başladınız?
- Ablam tiyatro ile ilgileniyordu. Devamlı onu izlemeye gidiyor ve inanılmaz zevk alıyordum. Onun teşvikiyle okul tiyatrolarında oynamaya başladım. 2002 yılında yurt dışına çıktık. 1 yıl orada kaldım. O süreç içerisinde İsviçre Bex Theatre’da 1 yıl sahne ve oyunculuk eğitimi aldım. Türkiye’ye döndükten sonra 2003 yılında ablam Canda Karikutal’ın oynadığı Büyükçekmece Belediye Tiyatroları’nda oyunculuğa başladım. Önce “Hababam Sınıfı” adlı oyunda rol aldım. Bu benim için her şeyin başlangıcı ve ufak bir tecrübe oldu.Daha sonra “Artiz Mektebi” ve “Erkek Kampüsü” adlı oyunlarda rol aldım. Benim için en önemli ve en ciddi tecrübe “Erkek Kampüsü” adlı oyun idi. Bu da artık yavaş yavaş oyunculuğa başladığımın belirtileriydi. Daha sonra TV’de oyunculuk yapmaya başladım.
Oyunculuğu bir meslek mi, bir hobi olarak mı görüyorsunuz?
- Kesinlikle meslek olarak görüyorum. Oyunculuk gerçekten yapması zor ve sabır isteyen bir iş. Ne zaman, nerede iş bulacağınızı bilemezsiniz. Tesadüfler ile iş bulduğunuz bile olur. Bazen çok zorlanırsınız. 3 senedir inanılmaz çabalar gösterdim, inanılmaz uğraşlar verdim. Umarım karşılığını alırım bunun. Meslek olarak görmemin nedeni ise, sadece oyunculuk yapabileceğimi düşünüyor olmamdan kaynaklanıyor. Oyunculuk dışında hangi meslek dalıyla uğraşırdınız diye bir soru yöneltecek olursanız buna verebilecek bir yanıtım yok. Boş gezen birisi olurdum sanırım oyunculuk yapmasaydım.
Şu ana kadar TV’de hangi projelerde rol aldınız?
- Aşkımızda Ölüm Var, Yağmur Zamanı, Binbir Gece gibi dizilerde rol aldım. Bir de reklam filminde oynadım. Celal Kadri Kınoğlu ile birlikte Anadolu Sigorta reklamında oynadım. Celal Hoca ile aynı reklamda oynamak çok önemliydi benim için. Şu anda da Mint Prodüksiyon’un yapımını üstlendiği “Arka Sıradakiler” adlı dizide Yadigar karakterini oynuyorum.
Sizce oyunculuğa yeni başlayacak olan biri, ilk ciddi rolü konusunda seçici olmalı mı?
- Seçicilik konusunda şunu söylemek gerekir. İlk ciddi rolünü oynayacak oyuncu, rol açısından herhangi bir seçim yapmamalı bence. Oyunculuğu gerçekten yapmak isteyen biri zaten bu tarz bir seçim yapmaz. Ancak proje seçimi yapılabilir. Bir oyuncu veya oyunculuğa başlayacak kişi projenin kendisine bir şeyler kazandırmayacağını düşünüyorsa veya o projeye inanmıyorsa girmesinin bir anlamı olmaz. Ben “Arka Sıradakiler” dizisinin konusundan çok etkilendim. Türkiye’de gerçekten bu olaylar yaşanıyor ve bunun anlatılması çok hoşuma gitti. Çok başarılı oyuncu kadromuz var. Yönetmenimiz Hamdi Alkan ve yapımcımız Birol Güven ile çalışmak, benim için çok keyif verici. Karakteri de beğendim. Hamdi Alkan ve Birol Güven’in bu projenin içinde olması, projeyi hiç düşünmeden kabul etmem için yeterliydi zaten. Şu anda hiçbir tereddütüm yok. Çok umutluyum.
Dizideki rolünüzün size yapışmasından korkuyor musunuz?
- Hayır, böyle bir korkum yok. Zaten genelde oynadığım rollerin hepsi aynı karaktere yakın. Çoğunlukla psikopat ve serseri tarzı rollerde yer aldım. En son Binbir Gece’de serseri bir genci oynadım. Arka Sıradakiler’deki rolüm de bu tarzda ve bu tarz rollerde yer almak hoşuma da gidiyor. Herhangi bir korkum yok bu yüzden.
Henüz TV’de ilk ciddi oyunculuğunuz, ancak geniş bir kitle tarafından özellikle gençlerin takip ettiği ve beklediği bir isimsiniz. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
- Teşekkür ederim. Oyuncu arkadaşlarımız ile bazen hakkımızda yazılanları takip ediyoruz. Onlar hakkında da, benim hakkımda da yazılan çok şey var. Genelde çok olumlu tepkiler alıyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Umarım bu güzel yorum ve tepkilere bu güzel proje ile karşılık verebilirim. Çok büyük olmasa da belli bir kitle var. Kendime olan güvenim onlar sayesinde daha da artıyor.
Birlikte aynı projede yer almak istediğiniz kişiler var mı?
- Oyunculuk yapan birçok kişinin sanırım böyle hedefleri vardır. Benim de var. Özellikle Uğur Yücel’in oynadığı veya yönettiği herhangi bir projede çalışmayı çok isterdim. Kendisinin çalışmalarını takip ederim ve beğenirim. Uğur Yücel dışında, aynı projede rol almak istediğim oyuncular Yılmaz Erdoğan, Demet Evgar, Bennu Yıldırımlar. Onlar çok başarılı oyuncular. “Arka Sıradakiler”in başrolü Kemal Öğretmen’i oynayan “Bülent Emin Yarar” ile aynı projede rol almak her genç oyuncuya nasip olmaz. Bu yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum. Bülent Hoca ile olan sahnelerimizden inanılmaz keyif alıyorum. Kendisinden çok şey öğreniyorum ve daha çok şey öğreneceğimi düşünüyorum. Bülent hoca’nın duruşu bile birşeyler öğretiyor. Ayrıca dizide Gamze karakterini oynayan Sinem Öztürk’ün oyunculuğunu da çok beğeniyorum. Yönetmenlerden ise Türkan Derya Güven, Çağan Irmak, Yüksel Aksu ve Mustafa Altıoklar’ı çok beğenerek takip ediyorum. Onların projelerinde çalışmak isterdim.
Dizinin yönetmenliğini Hamdi Alkan yapıyor. Hamdi Alkan ile çalışmak nasıl?
- Hamdi Hoca ile çalışmak inanılmaz keyif verici. Setimiz çok eğlenceli geçiyor. Oyunculuk anlamında da çok şey öğreniyoruz. Yönetmenliğinin dışında sıkıştığımız konularda oyuncu koçu gibi bizlere yardımcı oluyor. Yönetmenlik konusunda bence çok da başarılı. Saatlerce çalışıyoruz, buna rağmen hiç enerjimiz düşmüyor ve kimse gerilmiyor. Diğer setlerde belli bir süreden sonra genelde gerginlik olur, bu kadar rahat geçmez çekimler. Bu rahatlık da biraz bize yarıyor. Çünkü o kadar hızlı geçiyor ki çekimler, bazen günde 15-20 sahne çekebiliyoruz. 3 günlük işi 1 günde çıkartabiliyoruz. Bu da Hamdi Hoca’dan kaynaklanıyor. İzleyenler hak verecekler. İyi bir yönetmen, iyi bir yapımcı, iyi bir oyuncu kadrosu ile, iyi bir izleyici kitlesine, kaliteli bir dizi getiriyoruz.
Yeni sezonla birlikte başlayan yeni diziler arasında “Arka Sıradakiler” dizisinin rekabet açısından şansı nedir?
- Şansının çok yüksek olduğuna inanıyorum. Yayın tarihimiz pazar günü saat 19:45. Karşımızda olan dizi ve programların rakibimiz olabileceğini düşünmüyorum. Türk izleyicisi “Arka Sıradakiler”e büyük ilgi gösterecek bence. Çünkü bu dizinin konusu gerçek hayatta yaşanan ve bilinen olaylar. Birçok kitleye mesaj verecek “Arka Sıradakiler”. Bazı sahneler gerçekten çok etkileyici ve oynarken o sahneleri sanki gerçekten yaşıyorum. Bazı sahnelerde tüylerimin diken diken olduğunu bilirim. Bu sahnelerden birkaç örnek verecek olursam, ilk bölümün final sahnesi ve 2. bölümde Kemal Öğretmen’in sınıfta şiir okuduğu sahneyi gerçekten yaşadım ve çok etkilendim.
Dizide canlandırdığınız “Yadigar” nasıl bir karakter? “Yadigar” ile “Temmuz Karikutal”ın benzer yanları var mı?
- Okuldaki öğrencilerden haraç kesen, kavga eden vb. olaylara karışan en belalı 4 öğrenciden biriyim. Bu 4 öğrenci zaten okuldaki çete. Oktay (Bülent Çetinaslan), İbo (Fırat Çöloğlu), Özge (Sevda Dalgıç) ve ben bu çeteyi oynuyoruz. Hepimiz problemli çocuklarız. Çete reisimiz Oktay karakteri. Yadigar bazen eğlenceli, bazen sert bir karakter. Yadigar’ın okulda problemli olmasının, bütün bu kavgalara karışmasının, haraç kesmesinin bütün nedeni yaşadığı ailesel sorunlara dayanıyor. Ailesi ilgisiz ve alakasız olduğu için bu tarz sorunlu birisi Yadigar. Doğrusunu söylemek gerekirse gerçek yaşantımda Yadigar ile uzaktan yakından alakam yok. Kavga ve gürültüden oldukça rahatsız olan, bu tarz olaylara hiç karışmayan biriyim. Ama Yadigar yeri geldiğinde çok acımasız, Oktay’ın en yakın arkadaşlarından biri. Yeri geldiğinde de çok sevecen, güvenilir, sır tutabilen, espirili, hareketli bir çocuk. Ben ise çok duygusal, kavgaya karşı olan, biraz içine kapanık sessiz bir kişiliğe sahibim. İlerleyen bölümlerde benimle benzeyen yönleri olur mu bilemem. Ama şimdilik uzaktan yakından alakam yok diyebilirim.
Sinem öztürk
ilk once bu roportajı kabul ettığınız ıcın çok tşk ederım
Sinem ozturk:
rica ederim efendim. ben teşekkür ederim
Dogukan Karaca:
oyunculuk hayatınıza nasıl başladınız
Sinem ozturk:
oyunculuk hayatıma kısa filmlerle başladım. daha sonra duvar dizisinde oynamaya başladım
Doguu:
peki kuçükkende oyuncu mu olmak ıstıyordunuz yoksa başka bir meslek mi
Sinem Öztürk
evet oyuncu olmak isterdim zaten ama bikaç sene sonra sinema filmi çekmek istiyorum. yani kendimi hazır hissettğim zaman ve senaryomu bitirdikten sonra sinema filmimi çekmek istiyorum
Doguu:
duvar dızısı sıze neler kazandırdı?
Sinem Öztürk:
duvar dizisi benim oyunculuk anlamında profesyonel olarak ilk deneyimim
duvar sayesinde base yapımın oyuncusu oldum
bana kazandırdığı en büyük şey bu bence
sağlam bir adım attığımı düşünüyorum
Doguu:
şu sıralar fox tv de yayınlanan arka sıradakiler adlı dızı de oynamaktasınız ve konusu gercekten turkıyenın eğıtım dalında en buyk sorunu dızının konusu hakkında nasıl tepkılerle karsılasıyorsunuz
Sinem Öztürk:
başlarda gençlere kötü örnek oluyor diye yorumlar aldık ama zaman geçtikçe aileler öyle olmadığını gördü
çünkü arka sıradakilerde yaşananlar aslında tüm okullarda yaşanıyor ve insanlar kendi hikayerinden kesitler buluyor
gerçeği yansıtıyor
şuanda çok güzel tepkilerle karşılaşıyorum.
Doguu:
peki arka sıradakiler ilk yayınlandığı gunlere gore bir ilerleme kayıt ettimi?
Sinem Öztürk:
çok ilerleme kaydetti
senaryo iyice yerli yerine oturdu ve ekip birbirine iyice ısındı
Doguu:
peki kendınıze oyuncu olarak kımlerı ornek alıyorsunuz ve kımlerle oynamak ısterdınız?
Sinem Öztürk:
bennu yıldırımlar ve fikret kuşkanla beraber oynamak isterdim
Doguu:
peki ekranda bu kdr dızı var onlar hakkında ne dusunuyorsunuz
Sinem Öztürk:
çok dizi var ama ben bikaç tanesini izliyorum sadece
bazıları gerçekten sabun köpüğü gibi bi anda bitiyor
bu kadar çok olucağına biraz daha az olup daha kaliteli olsalar bence daha güzel olur.
Doguu:
Bana zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Sinem Öztürk:
Ben teşekkür ederim sağolun.
Röpörtaj:
Doğukan Karaca
arkadaşlar umarım alıntı yapıp baska sıtelerde yayınlamassınız.yayınlarsanızda bır değişiklik yapmassanız sevınırım
Osman BÜYÜKERCAN) Röportajı ve | |
Merhaba Osman Büyükercan,Arka Sıradakiler yeni sezona fırtına gibi girdi öncelikle bununla ilgili neler söylemek istersin? Evet,bundan dolayı çok mutluyum zaten çalışmalarımızı bunun üzerine planlamıştık.Bu sezon geçen sezona göre çok daha güzel olacak.Bir çok konu var sevenlerimizi ekrana bağlıyacak bizlerde üzerimize düşeni en iyi şekilde yerine getirmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.İzleyicilerimiz kendilerine birşeyler çıkartıyorlarsa ne mutlu bize. Diğer oyuncularımıza sorduk ve sana da sormak istedik,Arka Sıradakiler dizisi ile aranızda nasıl bir bağ var? Arka Sıradakiler birden fazla yaşam tarzını anlatan bir dizi… Her insan kendinden bir parça bulabiliyor. Lüks caddelerin ışıltısınıda , arka mahellenin bütün varoşluğunuda Arka Sıradakiler’i anlatıyor. En önemlisi de Kemal öğretmen gibi bir insanın,dibe vurmak üzere olan gençleri yukarıya çekmeye çalışmasıdır. Bu yüzden örnek teşkil eden bir dizi. Hayatında biri var mı ? Hayır kız arkadaşım yok ![]() Senin okul yıllarına gidelim,o zamanlar nasıl bir öğrenciydin? Sakin bir öğrenciydim. Cok konuşmayan elinden geldiği kadar ders çalışan standart bir öğrenciydim. ‘’CAHİT’’ karakteri hakkında neler duyuyorsun? Çok güzel tepkiler alıyorum. Cahit karakteri yaptığı her işte kardeşini düşünen kendi yaptığı hatalardan ders çıkaran ve bu hataları kardeşinin yapmaması için uğraşan bir adam. Dizide ki rolünüz ile benzer yanlarınız var mı ? Evet var. Bu karakterle en büyük ortak noktamız ; değer verdiği şeyleri çok önemsemesi. Hobileriniz nelerdir,boş vakitlerinizi nasıl değerlendirirsiniz? Genelde arkadaşlarımla birlikte geçiririm boş vakitlerimi… Bunun dışında elimden geldiği kadar spor yapmaya özen gösteriyorum.Sessiz mekanları ve yürümeyi çok severim. Bu sırada Osman Büyükercan Ropörtajımız esnasında soruyor;Ben diğer arkadaşlarımın röportajlarını okudum bizi hayranlarımızla sitemiz aracılığı ile buluşturacakmışsınız doğru mu?Ve ne zaman?.. ![]() Admin ; Evet bu doğru ![]() Osman;Bunu duyduğuma çok sevindim,bunu bende çok istiyorum.. Son olarak hayranlarınıza söylemek istediğiniz şeyler var mı ? Kendilerine çok ama çok dikkat etsinler.Tüm bu güzel yorumlar ve eleştriler için çok çok teşekkürler.Düşüncelerinizi bizimle paylaşmaya devam edin,edin ki sizlere en iyisini sunalım.Hoşçakalın… ![]() |
Engin Yavaş ,(Rıza)
Biraz Kendinizden bahseder misiniz?
24 mayıs 1987 yılında İstanbul’da doğdum.Yaşıma göre bu sektörde baya tecrübelerim oldu aslında ilkokulu ortaokulu kalamışta,Nurettin Teksan’da okudum liseyi ise Şeyh Şamil lisesinde bitirdim.Şu anda açık öğretimde dört senelik maliye bölümünde okuyorum.Üçüncü sınıfı bu sene bitirdim dizinin dışında babamın sahibi olduğu balık lokantasında babamla beraber çalışıyorum çünkü çekimlerimiz haftada iki gün,üç gün sürüyor benimde boşluğum oldukça..
Ben kendimden bahsettiğim konuyu birazda rızanın halktan aldığı tepkiye ve gerçek hayattaki yaşantımla rızanın farkını anlatan bölüme ayırmak istiyorum …
Oyunculuk deneyiminiz nasıl başladı ?
Ben beş yaşındayken ‘’Dayım’’ tiyatrocuydu beni tip farklılığından dolayı ajansa yazdırdı yedi yaşındayken ilk tecrübem ‘’TGRT’’ de 2000’in çocukları adlı 26 bölümlük çocuk programı sunuculuğu oldu daha sonra 2001 yılına kadar çeşitli reklamlarda oynadım ‘’Exper’’ bilgisayardan ‘’Coca Cola’’ya gazete reklamından ‘’Ariel’’ reklamına kadar yaklaşık sekiz reklam filminde rol aldım bu işin meslek olmayacağını düşünerek bırakmaya karar verdim ki zaten küçüklüğümden beri hobi olarak yapıyordum çünkü çok sevdiğim bir is ama malum hayat şartları bu iste elverişli olmuyor ben bırakmak istemesemde o beni bırakmadı 1 sene ara verip 2002 yılında Show Tv’de Kerem Alışık,Deniz Akkaya başrolündeki ‘’Şarkılar Seni Söyler’’ isimli dizide 10 bölüm kadrolu oynadım pek öne çıkan bir karakter değildi fakat bu dizide yayından kalktı bende tekrardan iki sene ara vermiş bulundum 2004 yılında ‘’Stv’’ de 5.boyut sırlar dünyası gibi dizilerde ön plandaki karakterlerle tekrar sektöre atıldım hala hobi olarak görüyordum,bu iş 2006 yılına kadar sürdü.2006 yılında bir senelik bir ara verdim 2007 yılı benim için çok uğurlu başladı Ocak ayında Ali Şen’in ‘’Alpet’’ reklamında öne çıkan bir karakteri canlandırdım daha sonra ‘’18’ler Takımı’’ isimli sinema filmi çekildi ve beş başrolden biriydim.Onun arkasından Show Tv de ‘’Son Tercih’’ isimli diziye kadrolu olarak girdim.Yedi bölüm yayınlanıp dizi yayından kalktı bu sırada Acemi Cadı,Hayat Bilgisi isimli dizilerde ikişer bölüm rol aldım bunlar ve Son Tercih dizisi bittikten bir ay sonra ‘’Arka Sıradakilerin’’ teklifi geldi görüşmeye gittiğimde ne konuyu,ne oyuncuları,ne kanalı merak edip sordum tek sormuş olduğum şey yapımcının kim olduğu sorusuydu cevap olarak ‘’Birol Güven’’ yapımcı,’’Hamdi Alkan’’ yönetiminde olduğunu öğrenince çok sevinmiştim.Bu projenin başarılı olacağına adım kadar emindim ve hayatımda bu kadar çok olmasını istediğim ilk projeydi ve ‘’Evet’’ yanıtı geldi seçilmiştim.Şimdi 40 bölümlük bir tecrübem var ve kadrodan çok memnunum işimi halen severek yapıyorum hobinmi mesleğinmi sorusuna hala hobim diyorum.Bana meslek olarak neden kabul etmiyorsun,nankörsün dediklerinde önemli olan işi severek yapmak,sevmek eninde sonunda.Ben bunu hobi olarak nitelendiriyorum.Bu işi 60 yaşına kadar yapacağım ama o zamanda hobi diyeceğim.Belki de bir gün meslek olarak kabul edeceğim bunu zamanın şartları belirleyecek…
Birlikte aynı projede yer almak istediğiniz kişiler var mı?
Kesinlikle ‘’Cem Yılmaz’’ ile bir reklam filmi…
Rıza karakteri halktan nasıl bir tepki alıyor ?
Rıza karakteri halktan aslında çok iyi tepki alıyor çünkü ‘’Rıza’’ karakterinin gerçek hayatta karşılığı çok. Çoğu kişi bizim dizimizi izlediği zaman kendine illaki bir pay biçiyor.Anneler çocuklarını daha iyi eğitiyor.Kemal hocayı örnek alıyor rıza gibiler kötülüklerinden arındırıp kendini rızaya özendiriyorlar ibo’lar sibel gibi kız arkadaşlarını fahişeliklerinden ötürü yani bu sebeple terk etmiyorlar ön yargılı davranmıyorlar.Yadigarlar derslerine özen gösteriyorlar ki yadigar gibi çıraklık yapıp hayatın sillesini yemesinler okuyup adam olsunlar diye bunun gibi birçok karaktere halk özeniyor .Bu yüzden rıza karakteri de iyi bir tepki alıyor ki ben, benim karakterimin karşılığının çok olduğuna yani halktan bayağı kişinin bu karaktere uyduğunu düşünüyorum.Bu yüzden elimden gelen en iyi imkanla bu karakteri canlandırmaya çalışıyorum.Kendimizden çok şey katıyoruz bu diziye.İlk sezon harcadığımız emek cidden çok çok fazla umarız ben dahil tüm ekip arkadaşlarım halkın istediğini yansıtabilmişizdir…
Dizideki rolünüz ile benzer yanlarınız var mı ?
Oldukça çok mesela öğle yemeklerinde lisede sahte kimlik yapıp okuldan çıkardım dizide’de sahte karne yapıyorum.Dizide film kopyalıyorum korsan cd işiyle uğrasan kendi geçimi sağlayan babasından para almayan sürekli ticaretle ve ticaret içinde büyümüş bir karakteri canlandırıyorum.Gerçek hayatımda da korsan cd yapmıyorum ama bilgisayarın basından hiç kalkmam.Herşeyinden anlarım mekanik olsun yazılım olsun bunun dışında ticaretin içinde büyüdüm orta okuldayken biriktirdiğim parayla cep telefonu almıştım ve o aldığım cep telefonuyla cep telefonu mağazasında ki telefon sayısı kadar telefonum vardı.Alıp satıp kar elde ediyordum bir emekli maaşı kadar para kazanıyordum ki o yaştaki bir çocuk için çok iyi paraydı.Bunu lise bitene kadar yaptım dolayısıyla kendi geçimimi sağlıyordum.Benim yaşımda kimsede olmayan şeylere sahip olduğumu,her istediğimi aldığımı diyebilirim.Fakat şu fark var ki dizideki rıza geçim derdinden dolayı ticaretle uğraşıyordu ben ailemin durumu iyi olmasına rağmen ticaretsiz bir hayat düşünemediğim için bu işi hobi olarak yaptım çokta memnunum hala buna devam ediyorum denilebilir…
Hobileriniz nelerdir,boş vakitlerinizi nasıl değerlendirirsiniz?
Açıkçası hobim spor arabalar ve bunlarla hız yapmak.Fakat kesinlikle kuralsız değil sadece belli başlı izin verilmiş alanlarda ve pistlerde.Adrenalini çok severim bunun dışında boş vaktim olduğunu söyleyemem sürekli bir iş bir uğraş peşindeyimdir.Çekime giderim, çekimden çıkıp kendi isime gelirim.Kendi işim bittikten sonra üniversite,vizelerime, finallerime çalışırım.Onun dışında da boş vaktim olursa onu arkadaşlarımla geçiririm arkadaşlarımla olmayı çok severim yalnızlığı sevmem …
Arka Sıradakiler’in yeni sezonunda bizleri neler bekliyor ?
Açıkçası biz senaryo gereği ne yapmamız gerekiyorsa onu yapıyoruz.Kendimizden kattıklarımızla konunun dışına çıkamıyoruz ama illaki işin içinde olduğumuz için belirli duyumlar alıyoruz çok emin olmadığım için ipucu dahi veremeyeceğim ama bizim dizimizde ilk sezon fakirle fakir çatışması işlendi (Saffet’in çetesi,Oktay’ın çetesi karşılıklı) 2.sezon bunu zengin fakir çatışmasına taşımayı düşünüyoruz ve anlattıklarına göre ilk sezon fasa fiso yani 2.sezon öyle böyle değilmiş..
Bizlerde merakla bekliyoruz bir çok diziyi de sollayacağımızı düşünüyorum…
Yakında sizleri sitemiz aracılığı ile hayranlarınızla buluşturacağız bu konuda ki düşünceleriniz neler ?
Merak etmesinler onlar ne kadar heyecanlılarsa bizde o kadar heyecanlı olacağız,onlar ne kadar sevineceklerse biz de o kadar sevineceğiz…
Ve son olarak hayranlarınıza söylemek istediğiniz şeyler var mı?
Onlar bizim için çok değerliler bu kadar emek onlar için harcanıyor.Umarız bizde karşılığını verebiliyoruzdur onları çok seviyoruz.Önemsiyoruz onların bize söylediklerini,yazdıklarını, çizdiklerini,düşündüklerini ve bir çok şeyi biz duyuyoruz görüyoruz biliyoruz merak etmesinler herkesin içi rahat olsun hepinizi çok seviyoruz hoşçakalın…
PElin Akil(zehra)
Ekranların popüler dizi filmi "Arka Sıradakiler"in Zehra'sı, oyuncu Pelin Akil, hafife alınamayacak kadar kalabalık bir fan grubunun sevgi selinde. Her davranışı, her aksesuarı ve her sözü ezberleniyor ve Arka Sıradakiler hiç kaçırılmadan izleniyor!
Sizi Fox TV'de yayınlanan "Arka Sıradakiler" dizisinde canlandırdığınız Zehra karakteriyle tanıdık.Pelin Akil için oyunculuk serüveni nasıl başladı?
İstanbul Üniversitesi yarı zamanlı müzikal bölümünde okurken Şebnem Sönmez'in eğitmenliğinde oyunculuk dersimiz vardı ve onun derslerinde sahneye çıktım zaman sahnenin bana ne kadar heyecan verdiğini ve o heyecanında aynı zamanda ne kadar zevk verdiğini hisstetim. Rol yapmaktan keyif alıyordum. Bilgi Üniversitesi'nde Candela Tiyatro Grubu'nun hazırladığı "Rent" müzikalinde lezbiyen bir karakter oynadı ve zamanla sahneye daha alışmaya ve daha da çok sevmeye başladım. Daha sonra konservatuar sınavlarını denedim ve o sene kazanamadım ancak bu sene Yeditepe Üniversitesi Oyunculuk Bölümü'nü %100 burslu kazanmayı başardım. Ajansı Don Kişot Casting'e girdiğimde de çeşitli reklam filmlerinde rol almaya başadım ve şu anda da sizin de bildğiniz gibi Arka Sıradakiler dizisinde Zahra karakterini canlandırıyorum.
Zehra kötü ve çılgın bir kız ancak Pelin Akil'in popüleritesi o kadar güçlü ki fan'larınızın sayısı arttı. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Aykırı ve çelişkileri olan bir karakter Zehra. Hollanda'da büyüyen ve oranın kültürüne alışmış asi, kleptoman, alkına geleni o anda yapan, en büyük tutkusu müzik olan bir kız. Kemal Hoca (Bülent Emin Yarar) gibi her zaman öğrencilerine destek olan ve onları zaman zaman türlü kötü yollardan kurtaran bir adamın böyle asi bir yeğeninin olması da çok dikkat çekici ve merak uyandırıcı. Senaryo elime gelmeden ben bile Zehra'nın daha neler yapabileceğini kestiremiyorum ve benim için de bir sonraki haftayı beklemek heyecan verici oluyor tıpkı izleyicilerin bir sonraki bölümü biran önce izlemek istemesi gibi.
Dizide taktığınız küpeler, bileklikler, piercing'ler herkesin en popüler seçimi şu sıralar... Göz önünde olmak büyük sorumluluk olmalı.
Her karakterde olduğu gibi Zehra'nın da artıları ve eksileri var. Dizide Zehra için takılan takıların aksesuarların beğenilip mutluluk verici fakat önemli olan izleyicinin karakterdeki hikaye olduğunun farkında olabilmesidir. Çünkü bazen özdeşleştiriyor ki bunun bir dizi olduğunu oradaki Zehra'nın aslında Pelin olduğunu unutuyor ve Zehra'yı ya kendisi olarak görmeye başlıyor ya da onun kötü özelliklerinden dolayı cidden yargılıyor.
Arka Sıradakiler dışında sizi hangi yapımlarda izleyebileceğiz?
Şu anda 2 ayrı sinema filmi için görüşmeler yapılıyor ancak kesinleşen bir durum yok. Diziden sonra önceliğimi sinemeya ve müzikallere vermek istiyorum, iyi yönetmenlerle iyi hikayelerde iyi oyuncularla birlikte yer almak istiyorum. Gelen projeleri de ajansımla birlikte buna göre değerlendirmeye çalışıyoruz.
Yalnızca oyunculuğunuz değil, müziğe olan yeteneğinizde çok konuşuluyor.
Ne söylemek istersiniz bu konuda?
Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Küçüklüğümden beri müzikal izleyerek, müzikallerden şarkılar söyleyerek, müzikal sanatçılarının seslerini taklit ederek büyüdüm. En büyük hayalim de Türkiye'de bir mizikalde oynamaktı ve 'Rent' müzikaliyle hayalim gerçekleşti ama doymadım. Müzikal projelerde yer almayı çok istiyorum ve sesini doğru kullanmayı bilmenin oyunculuk içinde çok artısı olduğuna inanıyorum. Müzik bana oyunculuğu sevdirdi. Müzikale olan tutkum bana oyunculuğu getirdi.
24 mayıs 1987 yılında İstanbul’da doğdum.Yaşıma göre bu sektörde baya tecrübelerim oldu aslında ilkokulu ortaokulu kalamışta,Nurettin Teksan’da okudum liseyi ise Şeyh Şamil lisesinde bitirdim.Şu anda açık öğretimde dört senelik maliye bölümünde okuyorum.Üçüncü sınıfı bu sene bitirdim dizinin dışında babamın sahibi olduğu balık lokantasında babamla beraber çalışıyorum çünkü çekimlerimiz haftada iki gün,üç gün sürüyor benimde boşluğum oldukça..
Ben kendimden bahsettiğim konuyu birazda rızanın halktan aldığı tepkiye ve gerçek hayattaki yaşantımla rızanın farkını anlatan bölüme ayırmak istiyorum …
Oyunculuk deneyiminiz nasıl başladı ?
Ben beş yaşındayken ‘’Dayım’’ tiyatrocuydu beni tip farklılığından dolayı ajansa yazdırdı yedi yaşındayken ilk tecrübem ‘’TGRT’’ de 2000’in çocukları adlı 26 bölümlük çocuk programı sunuculuğu oldu daha sonra 2001 yılına kadar çeşitli reklamlarda oynadım ‘’Exper’’ bilgisayardan ‘’Coca Cola’’ya gazete reklamından ‘’Ariel’’ reklamına kadar yaklaşık sekiz reklam filminde rol aldım bu işin meslek olmayacağını düşünerek bırakmaya karar verdim ki zaten küçüklüğümden beri hobi olarak yapıyordum çünkü çok sevdiğim bir is ama malum hayat şartları bu iste elverişli olmuyor ben bırakmak istemesemde o beni bırakmadı 1 sene ara verip 2002 yılında Show Tv’de Kerem Alışık,Deniz Akkaya başrolündeki ‘’Şarkılar Seni Söyler’’ isimli dizide 10 bölüm kadrolu oynadım pek öne çıkan bir karakter değildi fakat bu dizide yayından kalktı bende tekrardan iki sene ara vermiş bulundum 2004 yılında ‘’Stv’’ de 5.boyut sırlar dünyası gibi dizilerde ön plandaki karakterlerle tekrar sektöre atıldım hala hobi olarak görüyordum,bu iş 2006 yılına kadar sürdü.2006 yılında bir senelik bir ara verdim 2007 yılı benim için çok uğurlu başladı Ocak ayında Ali Şen’in ‘’Alpet’’ reklamında öne çıkan bir karakteri canlandırdım daha sonra ‘’18’ler Takımı’’ isimli sinema filmi çekildi ve beş başrolden biriydim.Onun arkasından Show Tv de ‘’Son Tercih’’ isimli diziye kadrolu olarak girdim.Yedi bölüm yayınlanıp dizi yayından kalktı bu sırada Acemi Cadı,Hayat Bilgisi isimli dizilerde ikişer bölüm rol aldım bunlar ve Son Tercih dizisi bittikten bir ay sonra ‘’Arka Sıradakilerin’’ teklifi geldi görüşmeye gittiğimde ne konuyu,ne oyuncuları,ne kanalı merak edip sordum tek sormuş olduğum şey yapımcının kim olduğu sorusuydu cevap olarak ‘’Birol Güven’’ yapımcı,’’Hamdi Alkan’’ yönetiminde olduğunu öğrenince çok sevinmiştim.Bu projenin başarılı olacağına adım kadar emindim ve hayatımda bu kadar çok olmasını istediğim ilk projeydi ve ‘’Evet’’ yanıtı geldi seçilmiştim.Şimdi 40 bölümlük bir tecrübem var ve kadrodan çok memnunum işimi halen severek yapıyorum hobinmi mesleğinmi sorusuna hala hobim diyorum.Bana meslek olarak neden kabul etmiyorsun,nankörsün dediklerinde önemli olan işi severek yapmak,sevmek eninde sonunda.Ben bunu hobi olarak nitelendiriyorum.Bu işi 60 yaşına kadar yapacağım ama o zamanda hobi diyeceğim.Belki de bir gün meslek olarak kabul edeceğim bunu zamanın şartları belirleyecek…
Birlikte aynı projede yer almak istediğiniz kişiler var mı?
Kesinlikle ‘’Cem Yılmaz’’ ile bir reklam filmi…
Rıza karakteri halktan nasıl bir tepki alıyor ?
Rıza karakteri halktan aslında çok iyi tepki alıyor çünkü ‘’Rıza’’ karakterinin gerçek hayatta karşılığı çok. Çoğu kişi bizim dizimizi izlediği zaman kendine illaki bir pay biçiyor.Anneler çocuklarını daha iyi eğitiyor.Kemal hocayı örnek alıyor rıza gibiler kötülüklerinden arındırıp kendini rızaya özendiriyorlar ibo’lar sibel gibi kız arkadaşlarını fahişeliklerinden ötürü yani bu sebeple terk etmiyorlar ön yargılı davranmıyorlar.Yadigarlar derslerine özen gösteriyorlar ki yadigar gibi çıraklık yapıp hayatın sillesini yemesinler okuyup adam olsunlar diye bunun gibi birçok karaktere halk özeniyor .Bu yüzden rıza karakteri de iyi bir tepki alıyor ki ben, benim karakterimin karşılığının çok olduğuna yani halktan bayağı kişinin bu karaktere uyduğunu düşünüyorum.Bu yüzden elimden gelen en iyi imkanla bu karakteri canlandırmaya çalışıyorum.Kendimizden çok şey katıyoruz bu diziye.İlk sezon harcadığımız emek cidden çok çok fazla umarız ben dahil tüm ekip arkadaşlarım halkın istediğini yansıtabilmişizdir…
Dizideki rolünüz ile benzer yanlarınız var mı ?
Oldukça çok mesela öğle yemeklerinde lisede sahte kimlik yapıp okuldan çıkardım dizide’de sahte karne yapıyorum.Dizide film kopyalıyorum korsan cd işiyle uğrasan kendi geçimi sağlayan babasından para almayan sürekli ticaretle ve ticaret içinde büyümüş bir karakteri canlandırıyorum.Gerçek hayatımda da korsan cd yapmıyorum ama bilgisayarın basından hiç kalkmam.Herşeyinden anlarım mekanik olsun yazılım olsun bunun dışında ticaretin içinde büyüdüm orta okuldayken biriktirdiğim parayla cep telefonu almıştım ve o aldığım cep telefonuyla cep telefonu mağazasında ki telefon sayısı kadar telefonum vardı.Alıp satıp kar elde ediyordum bir emekli maaşı kadar para kazanıyordum ki o yaştaki bir çocuk için çok iyi paraydı.Bunu lise bitene kadar yaptım dolayısıyla kendi geçimimi sağlıyordum.Benim yaşımda kimsede olmayan şeylere sahip olduğumu,her istediğimi aldığımı diyebilirim.Fakat şu fark var ki dizideki rıza geçim derdinden dolayı ticaretle uğraşıyordu ben ailemin durumu iyi olmasına rağmen ticaretsiz bir hayat düşünemediğim için bu işi hobi olarak yaptım çokta memnunum hala buna devam ediyorum denilebilir…
Hobileriniz nelerdir,boş vakitlerinizi nasıl değerlendirirsiniz?
Açıkçası hobim spor arabalar ve bunlarla hız yapmak.Fakat kesinlikle kuralsız değil sadece belli başlı izin verilmiş alanlarda ve pistlerde.Adrenalini çok severim bunun dışında boş vaktim olduğunu söyleyemem sürekli bir iş bir uğraş peşindeyimdir.Çekime giderim, çekimden çıkıp kendi isime gelirim.Kendi işim bittikten sonra üniversite,vizelerime, finallerime çalışırım.Onun dışında da boş vaktim olursa onu arkadaşlarımla geçiririm arkadaşlarımla olmayı çok severim yalnızlığı sevmem …
Arka Sıradakiler’in yeni sezonunda bizleri neler bekliyor ?
Açıkçası biz senaryo gereği ne yapmamız gerekiyorsa onu yapıyoruz.Kendimizden kattıklarımızla konunun dışına çıkamıyoruz ama illaki işin içinde olduğumuz için belirli duyumlar alıyoruz çok emin olmadığım için ipucu dahi veremeyeceğim ama bizim dizimizde ilk sezon fakirle fakir çatışması işlendi (Saffet’in çetesi,Oktay’ın çetesi karşılıklı) 2.sezon bunu zengin fakir çatışmasına taşımayı düşünüyoruz ve anlattıklarına göre ilk sezon fasa fiso yani 2.sezon öyle böyle değilmiş..
Bizlerde merakla bekliyoruz bir çok diziyi de sollayacağımızı düşünüyorum…
Yakında sizleri sitemiz aracılığı ile hayranlarınızla buluşturacağız bu konuda ki düşünceleriniz neler ?
Merak etmesinler onlar ne kadar heyecanlılarsa bizde o kadar heyecanlı olacağız,onlar ne kadar sevineceklerse biz de o kadar sevineceğiz…
Ve son olarak hayranlarınıza söylemek istediğiniz şeyler var mı?
Onlar bizim için çok değerliler bu kadar emek onlar için harcanıyor.Umarız bizde karşılığını verebiliyoruzdur onları çok seviyoruz.Önemsiyoruz onların bize söylediklerini,yazdıklarını, çizdiklerini,düşündüklerini ve bir çok şeyi biz duyuyoruz görüyoruz biliyoruz merak etmesinler herkesin içi rahat olsun hepinizi çok seviyoruz hoşçakalın…
PElin Akil(zehra)
Ekranların popüler dizi filmi "Arka Sıradakiler"in Zehra'sı, oyuncu Pelin Akil, hafife alınamayacak kadar kalabalık bir fan grubunun sevgi selinde. Her davranışı, her aksesuarı ve her sözü ezberleniyor ve Arka Sıradakiler hiç kaçırılmadan izleniyor!
Sizi Fox TV'de yayınlanan "Arka Sıradakiler" dizisinde canlandırdığınız Zehra karakteriyle tanıdık.Pelin Akil için oyunculuk serüveni nasıl başladı?
İstanbul Üniversitesi yarı zamanlı müzikal bölümünde okurken Şebnem Sönmez'in eğitmenliğinde oyunculuk dersimiz vardı ve onun derslerinde sahneye çıktım zaman sahnenin bana ne kadar heyecan verdiğini ve o heyecanında aynı zamanda ne kadar zevk verdiğini hisstetim. Rol yapmaktan keyif alıyordum. Bilgi Üniversitesi'nde Candela Tiyatro Grubu'nun hazırladığı "Rent" müzikalinde lezbiyen bir karakter oynadı ve zamanla sahneye daha alışmaya ve daha da çok sevmeye başladım. Daha sonra konservatuar sınavlarını denedim ve o sene kazanamadım ancak bu sene Yeditepe Üniversitesi Oyunculuk Bölümü'nü %100 burslu kazanmayı başardım. Ajansı Don Kişot Casting'e girdiğimde de çeşitli reklam filmlerinde rol almaya başadım ve şu anda da sizin de bildğiniz gibi Arka Sıradakiler dizisinde Zahra karakterini canlandırıyorum.
Zehra kötü ve çılgın bir kız ancak Pelin Akil'in popüleritesi o kadar güçlü ki fan'larınızın sayısı arttı. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Aykırı ve çelişkileri olan bir karakter Zehra. Hollanda'da büyüyen ve oranın kültürüne alışmış asi, kleptoman, alkına geleni o anda yapan, en büyük tutkusu müzik olan bir kız. Kemal Hoca (Bülent Emin Yarar) gibi her zaman öğrencilerine destek olan ve onları zaman zaman türlü kötü yollardan kurtaran bir adamın böyle asi bir yeğeninin olması da çok dikkat çekici ve merak uyandırıcı. Senaryo elime gelmeden ben bile Zehra'nın daha neler yapabileceğini kestiremiyorum ve benim için de bir sonraki haftayı beklemek heyecan verici oluyor tıpkı izleyicilerin bir sonraki bölümü biran önce izlemek istemesi gibi.
Dizide taktığınız küpeler, bileklikler, piercing'ler herkesin en popüler seçimi şu sıralar... Göz önünde olmak büyük sorumluluk olmalı.
Her karakterde olduğu gibi Zehra'nın da artıları ve eksileri var. Dizide Zehra için takılan takıların aksesuarların beğenilip mutluluk verici fakat önemli olan izleyicinin karakterdeki hikaye olduğunun farkında olabilmesidir. Çünkü bazen özdeşleştiriyor ki bunun bir dizi olduğunu oradaki Zehra'nın aslında Pelin olduğunu unutuyor ve Zehra'yı ya kendisi olarak görmeye başlıyor ya da onun kötü özelliklerinden dolayı cidden yargılıyor.
Arka Sıradakiler dışında sizi hangi yapımlarda izleyebileceğiz?
Şu anda 2 ayrı sinema filmi için görüşmeler yapılıyor ancak kesinleşen bir durum yok. Diziden sonra önceliğimi sinemeya ve müzikallere vermek istiyorum, iyi yönetmenlerle iyi hikayelerde iyi oyuncularla birlikte yer almak istiyorum. Gelen projeleri de ajansımla birlikte buna göre değerlendirmeye çalışıyoruz.
Yalnızca oyunculuğunuz değil, müziğe olan yeteneğinizde çok konuşuluyor.
Ne söylemek istersiniz bu konuda?
Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Küçüklüğümden beri müzikal izleyerek, müzikallerden şarkılar söyleyerek, müzikal sanatçılarının seslerini taklit ederek büyüdüm. En büyük hayalim de Türkiye'de bir mizikalde oynamaktı ve 'Rent' müzikaliyle hayalim gerçekleşti ama doymadım. Müzikal projelerde yer almayı çok istiyorum ve sesini doğru kullanmayı bilmenin oyunculuk içinde çok artısı olduğuna inanıyorum. Müzik bana oyunculuğu sevdirdi. Müzikale olan tutkum bana oyunculuğu getirdi.
Bugün 13 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!